ÇALIŞACAĞINIZ KURUM
Projenin uygulanacağı yer, artık projenize göre nerede yer alıyorsa, projede belirtilir. Çalışacağınız kurum çok önemli çünkü çalışacağınız yani koordinatörünüz orada olacak.
Nasıl, hangi saatlerde, kiminle çalışacağınıza koordinatörünüz karar veriyor.
Proje başvuru sürecinde koordinatörünüz kim olacak , tam olarak ne yapacaksınız gibi bilgilere ulaşmanız zor ama skype görüşmesinde ya da mailleşmelerinizde sorup öğreebilirsiniz.
Ve dikkat etmeniz gereken temel husus, çalışacağınız kurumda ingilizce bilen birilerinin olması. Aksi takdirde bilmediğiniz bir dilin içinde, farklı bir kültürde, kimin ne yaptığını bilmeden, amaçsızca dolaşırsını. Kendinizi işe yaramaz hissetmemek için mutlaka bu bilgiliyi sorun.
AGH/ EVS projelerinde çalışırken kendi ülkenizden bir gönderici kuruluş ve gideceğiniz ülkeden ir ev sahibi kuruluşla çalışıyor olacaksınız.
Gönderici kuruluşu projeyi bulduktan sonra arayıp bulabilirsiniz ama projelere başvurmadan önce bulmanız sizin avantajınıza olacaktır.
Ev sahibi kuruluş ise zaten kabul edildiğimiz projede irtibata geçtiğimiz kişilerdir.
Gönderici kuruluş ne yapar? Neden önemli?
Projeye başlamadan önce, başvuru esnasında, başvurudan sonra ve proje süresince sizlere yardımcı olur, yol gösterir, projeye kabul edildikten sonra proje ile ilgili resmi yazışmaları yapar, hazırlık yapmanız gereken şeyleri hatırlatır, ev sahibi kuruluşunuzun aksattığı ( varsa ) aksattığı şeylere müdahale eder. Bunlar iyi bir ev sahibi kuruluşunuz var ise geçerlidir tabi, aksi takirde ya
payalnız kalır, sorunlarınızı çözemez ya da çok geç çözersiniz . Referansı iyi olan, profesyonel kuruluşlarla çalışmanızda fayda var
Gelelim ev sahibi kuruluşunuza, asıl önemli olan budur. Çok çok dikkat edilmesi gerekiyor.
Ev sahibi kuruluş şehre varış zamanında sizin karşılanmanızdan, adaptasyonunuzdan, çalışacağınız kurumlarla ilk tanışmanızdan, sizlere mentor atanmasından, sağlık sorunlarınızla ilgilenilmesinden gibi herşeyiniz ile ilgilenen ya da ilgilenmekle yükümlü kurumdur
Eğer şansınız varsa, çalışacağınız kurum hakkında yazılan yazıları bulup okuyabilirsiniz,daha önce o kurumla çalışmış insanlarla iletişime geçebilir ve çalışma stilleri hakkında bilgiler alabilirsiniz. Zira açık konuşmak gerekirse, eğer ben önceden çalışma disiplinleri hakkında bilgi sahibi olsaydım, şu an çalışmış olduğum kurumu seçmezdim
Başka gönüllülerle konuştuğumda , yani başka şehirde başka kurumlarla çalışan, havaalanından ya da en yakın nereye varacaklarsa sıcak bir karşılama ile gönüllüyü karşıladıklarını biliyorum. İlk iki hafta şehri tanıma, diğer gönüllülerle kaynaşma için adaptasyon yaptıklarını, yemekler düzenlediklerini öğrendim. Tabi ki herkes böyle rofesyonel ev sahini kuruluşlarla çalışmıyor, İyi araştırma yapan ve birazda şansı olanlar böyle kurumlarla çalışabiliyor.
Sizin daha verimli çalışmanızı sağlayacak koşulları, ortamı ev sahibi kuruluşun size yaratması gerekiyor. Sizinle ilgilenen ve problemlerinizi çözmeye çalışan, profesyonel bir ekip olması sizin lehinize olacaktır.
Benim böyle naif deneyimlerim yok, evet buraya ilk ulaştığımda beni Şehre iki saat uzaklıkta ki başka bir şehirden gelip aldılar, çünkü başka bir araç yoktu :) ama öncesinde, yani varmama 5-6 saat kala kendi başıma gelmemi söylediler sonra nasıl olduysa lütfettiler. Direkt eve götürdüler, Ben şanslıydım evde ev arkadaşım vardı ve bana yiyecek birşeyler hazırlamıştı. Aynı kurumda birlikte çalıştığım , pek çok gönüllü arkadaşım onca yol geldikten sonra, boş bir buzdolabı olan ev öylece bırakılmışlar, hatta bazen ofiste çalışan bir gönüllüye yeni gelecek olan gönülüyü tren istasyonundan karşılamasını rica etmişler. Düşünün dilini bilmediğiniz, yabancı bir ülkede,şehirdesiniz, market nerede bilmiyorsunuz, yoldan gelmişsiniz ve yorgunsunuz ,tabi ki açsınız ve sizi alıp, eve bırakıp çekip gidiyorlar.
Bununla birlikte , kurumun projelerindeki ciddiyet çok önemli. Skype görüşmesi sırasında 40 dk boyunca ingilizce olarak görüşme yaptım, bu aynı zamanda ingilizce seviyenize bakıuldığı bir görüşme . Zannediyorum ki, yani böyle olması gerekiyor , okulda ingilizce iletişime geçicem, kaldı ki yapacağım işte ingilizce çok önemli çünkü eğitim alanında bir gönüllülük hizmeti sunucam, zaten ingilizce bilmeden okullar projelere dahil olamazlar, kural böyle. Daha sonra çalışacağım okula geldiğimde bir de ne göreyim okulda hiçkimse İNGİLİZCE BİLMİYOR!!!!,
Ortak bir dil olmadan haftanın beş günü altı saat çalışmanın yaşattığı stres ve üzüntüyü yazması kolay anlatması zor.
Burada ev sahibi kuruluş neden önemli
-Projenin ciddiyetsizliği ve akreditasyonda usulsüzük
-Dil problemi olduğunu bile bile , bunu yok sayma, çözümü gönüllüden bekleme, rahatsızlığımı dile getirmemden dolayı benden rahatsız olma
Ev sahibi kuruluşunuz problemlerinizi çözer,sizlerin konforu ile ilgilenir;aksine problem yaratmaz, çözümü aksatmaz ve vurdum duymaz davranmaz
Ev ve eşyalar ile ilgili problemlerinizi de çözmek durumundadır. İyi, profesyonel bir kuruluş anında çözer, benim kuruluşum gibi umursamaz kuruluşlar, yatağın sırt ağrısı yaratması gibi sağlık problemleri dahil, problemlerle bir ay sonra ilgilenir, bakın "ÇÖZER" demiyorum, çözümü size sorar, görüşmelerde , konuşmanızı " çok şikayet ediyorsun" diye keser.
Yabancı olmama rağmen, kendime yatağı bile kendim buldum, işi onlara bıraksaydım eski mi eski bir çekyatta yılı tamamlayacaktım.
Okuldaki dil problemine gelince, onun çzöümünü de ben buldum efendim, haftada bir en azından tercüman göndermelerini istedim. Israrla bana lehçe öğrenmemi söylediler, sanki çok yaygın bir dilmiş ve çok kolay bir dilmiş gibi. Ha tercüman mı, üç hafta sonra geldi. onunda parasını 2. hafta geç ödeyince o da gelmedi ve başka iş bulup gitti.
Unutmayın!!! Burada yalnızsınız!! Problemlerinize sırt çeviren bir ev sahibi kuruluş başka bir problemdir.
Bu problemi, başkentte yapılan ilk eğitimde yetkililere bildirdim. ne mi oldu?
tabiki koca bir HİÇ!
Eğitmenler, yetkililer kurumundakilerin arkadaşarı çıktı
Yani hani avrupa çok medeni, insan hakları falan filan diyoruz ya, yok efendim onlar efsaneymiş
Fazla şişirilmiş, herkesin gözleri önünde yalan atarak cevaplar verdiler
Nepotizme rastladım anlayacağınız
Velevki benim gibi bir sorunla hatta sorunlarla karşılaşırsınız diye, proje öncesinen yani gelmeden tüm kuralları okuyup, öğrenip bilgili olarak gelin. Bu size karşı dikkat etmeleri gerektikleri konusunda onlara bir göz dağı verebilir, fazla ileri gidemezler
Eksiklikler yüzünden haliye maotivasyonunuz düşecektir ( benim fena düştü ), bırakın düşsün, tüm olumsuzluklara karşı ,benden çok şey bekliyorlar, birşey yapamamanın sorumlusu olarak beni görüyorlar, öyle bir algı oluşturuyorlar. Bu gibi durumlarda uyanık ve bilgili olmak , bildiğini söylmek sizeri korur, aptal olmadığınızı gösterir?
-İngilizce bilen hiçkimsenin olmadığı bir kurum nasıl olur da akreditasyon alır?
-Dil probleminin yaşanacağı ben projeye gelmeden önce belliyken çözüme yönelik bir plan nasıl hazırlanmaz?
gibi soruları görüşmelerimde ilettim. Bu sizin herşeyin farkında olduğunuzu gösterir.
Algı oyunlarına gelmeyin
Zira kendilerini haklı çıkarmak için gönüllüyü suçlamak ya da gönüllüyü problemli göstermek gibi saçma bir davranışları da var
Projede hangi alanda çalışacağınız büyük önem taşıyor çünkü gönüllük sırasında vaktinizin büyük bir kısmını burada harcayacaksınız.
Engelli öğrencilerle çalışma, anaokulunda çalışma vb konularında ne yapacağınızı bilmiyorsanız ,burada kendinizi işe yaramaz hissedebilir ya da "ben ne yapıyorum burda" diye cevaplayamadığınız sorular içinde bulabilirsiniz.
Veyahut çocuklarla uzaktan yakından ilginiz yok ve bu işe sempati duymuyorsanız ama anaokulunda çalışacaksanız, kesinlikle yanlış bir seçim yapmış olursunuz.
Projeye başladıktan sonra , projenizi değiştirme şansınız yok, böyle bir ihtimal bulunmuyor
yani kısaca
Ya bu deveyi güdersiniz ya da bu diyardan gidersiniz
sözlü anlatım için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz
Projenizin gerçekleşeceği şehir çok önemli. Gerçeğin aksine avrupa her yeri eğlenceli,süper maceralar dolu, gittiğiniz her yerde medeniyet bulacağınız bir yer değil, aynı ülkemizdeki gibi az nüfuslu şehirlerde etkinlikler, seçenekler kısıtlı.
Çalışacağınız şehirde ne kadar gönüllü çalışacağı bile önemli, eğer bir projeden bir kabul aldıysanız ya da görüşme yapacaksanız bu bilgileri sormaktan çekinmeyin, bir yılınızı bu şehirde geçireceksiniz,şartları bilip gelmek her zaman avantajınıza olacaktır.
Başka şehirlerden gelen bir gönüllü ile konuştuğumda, çok küçük bir şehirde yaşadığını ( 20.000 nüfus civarı ) şehirde sadece iki gönülü olduklarını ve şehirde yaşayan vatandaşların ingilizce bilmediklerini ve geldiğinden beri deresyonda olduğunu söyledi.
şehrin dışında, bir okulun yurdunda kalan ya da bir oda da iki kişi kalan gönüllülerde var.
Büyük hayal kırıklığı yaşamamak için görüşmenizde yukarıda yazdığım gibi bilgileri sormaktan çekinmeyin
Koşullar sizin beklentilerinizle uyumlu ise kabul edin
Türkiye'den evse başvuruyorsanız eğer, kabul konusunda pek şanslı olduğunuz söylenemez, genellikle projelere en çok Türkler başvuruyor ve çok tercih edilen ülkeler arasında olmuyor, 60-70 projeden 1-2 kabul alabiliyorsunuz; ancak avrupa birliğinde olan bir ülke için durumlar farklı, daha az başvuru ve daha çok kabul oranına sahipler
Ülke sınırlaması yapmak şansınızı düşürür, eğer mutlaka gitmek istiyorsanız, başvurunuzu ülke gözetmeden yapabilirsiniz. Ancak merak ettiğiniz, kültürüne, diline, yemeklerine, insalarına, iklimine sempati duyduğunuz ülkeler sizin adaptasyonunuzu hızlandıracak, yaşadığınız problemleri daha kolay atlatmanıza yarayacak ve keyifli anların lezzetini arttıracaktır. yazıyı okumak çook zor diyorsanız youtube kanalımdan anlatımımı izleyebilirsiniz.
Varşova’daki eğitimimiz sırasında fotoğraflarda görmüş olduğunuz dans ekibi bize polonyanın en güzel halk danslarını sundu Hatta sunmakla kalmayıp bizlere de öğretti Hatta yarışmalar yaptılar Hangi dansları oynadığımızı tam bilmiyorum ama bildiğim Polonya halk danslarının isimlerini sizlerle paylaşıcam
Krokawiak ( Krakov şehrinin dansı)
Kujawiak (çift dansı,yavaş dans)
Mazur (Choin’in büyük etkileri olduğu söyleniyor orda burda )
Oberek
Polonaise (soylu dansıymış,pek çok yerde öğretiyorlar )
Podhale
Silesia
Beskids
Kushubian
Rzeszow voivodeship
Lublin
Polonya ulusal ajansına ve bu güzel dans ekibine bize bu güzel geceyi yaşattıkları için çok teşekkürler
Yakında Kwidzyn’de bir dans ekibinin çalışmalarına katılacağım kim bilir belki de sene sonunda sahne alırım ya da Türk halk oyunlarından birini öğretirim
Yurtdışında kısa süreli bulunmanın ötesinde, biraz keşif belki değişiklik istememle başladı, zaten aklımda vardı ama nasıl yapacağımı bilmiyordum…
Derken sosyal çevremin geniş olmasından dolayı bir şekilde avrupa gönüllü hizmetinden haberdar oldum
Başta inanamadım tabi ” Hadi canım sendeeee! ben gidicem gönüllü çalışıcam onlarda benim herşeyimi (uçak biletim, vizem dahil) karşılayacaklar haa !!” dedim.
İnanması zordu ama doğruydu, Avrupa Birliği Erasmus+ kapsamı atında 18-30 yaş arası gençlere süper bir fırsat sunuyordu, paran olmasına hatta ve hatta yabancı dilinin olması gerek bile yoktu.
Bunu öğrendiğimde yeni atanmış, taze bir okul öncesi öğretmeniydim, Kpss’yi geçmiş, atanmış falan altın bilezik kolumda geziyordum , ama fırsat süperdi. Hemen ne mi yaptım tabi ki yönetmeliklere çalışmaya başladım.
Ve öğrendim ki memuriyetin 5. yılında ücretsiz mazeretsiz izin alabiliyormuşuz HAHAHAHAHAHA
Süper di mi?
Evet sen , eğer memursan sen de 5. yıl bitiminde kimseye bir mazeret göstermeden tabi maaş almadan 12 aya kadar izin alabiliyorsun.
Sonra 5. yılıma ulaşmayı bekledim, ulaşır ulaşmazda hemen forumları, siteleri araştırdım ve kafamı karıştırdım
Net bir bilgi almak ve profesyonel bir şekilde yönlendirilmek için gönderici bir kuruluş ( sending organisation ) buldum kendime.
Radevu alıp hemen gittim, gitmeden önce kendiniz hakkında kısa bir bilgi hazırlıyorsunuz, daha sonra onların sitesinden elde edeceğiniz bir CV örneği ile CV’nizi ve motivasyon mektubunuzu (benimkini isterseniz size seve seve veririm, zira niye paylaşmıyorlar anlamıyorum ) tamamladıktan sonra görüşmeye gidiyorsunuz, size başvuru yollarını anlatıyorlar, hangi web adresinden başvuracağınızı , başvururken tarihlere falan dikkat etmeniz gerektiğini faan söyüyorlar tabi en güncel projeler facebook gruplarında ve sayfalarında var ( ben ordan buldum da ) .
Sonra projeleri buluyorsunuz, derya deniz hatta, ama konusu, zamanı ülkesi ve şartları size en uygun olanı seçemeye çalışın
Amaaaaan çamurdan olsun evropa olsun demeyin, şu an deperesyona girip çıkıyorum, evropa sizi büyük bir hayal kırıklığına uğratabilir, hatta sık sık geri dönmek isteyebilirsiniz, araştırdığım kadarıyla kötü deneyimini yazan pek görmedim dişinizi sıkın falan demiyorum, demiycem de, sadece dikkatli olun benden demesi!!
Yani ne istediğinizi, hangi konu ile ilgilenebileceğinizi ve çalışabileceğinizi bilin
Proje tam size göre, sizin için tuttukları evin resmini falan istediniz o da süper ama çalışacağınız kurumda kimse ingilizce bilmiyorsa ne olacak? Topu size atma hatta kötü giden projenin sorumlusu sizi yapma ihtimalleri çok yüksek bilginize ( problemlerimi ayrı bir başlık altında ayrıca yazıcam )
Ben yaklaşık 60-70 projeye mail atmışımdır, sadece 1 ülkeden olumlu cevap aldım ve çok sorgulamadan kabul ettim ( ah evropa aşkı, kalple ne yapsam mutlu olamadım zaten ) Aslında 1 senem daha vardı bekleyebilirdim ama iş hayatım hariç sabırlı olmayı bir türlü öğrenemedim, öğrenirsem hayatım biraz daha iyi olabilir bence.
Kabul aldığım proje bir anaokulunda çalışmak üzerineydi, zaten hali hazırda okul öncesi öğretmeniydim ve 8 yıllık deneyimim vardı, onlar için süper bir fırsattı ( bende süper yeni şeyler öğreneceğimi zannediyordum ha-ha ) bir skype görüşmesi yaptık bende ” ay tamam bir düşüneyim falan ” dedim ( havalara gel )