Blog Arşivi

3 Şubat 2017 Cuma

EVS PROJESİ SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ PART 5 ÇALIŞACAĞINIZ KURUM

ÇALIŞACAĞINIZ KURUM

Projenin uygulanacağı yer, artık projenize göre nerede yer alıyorsa, projede belirtilir. Çalışacağınız kurum çok önemli çünkü çalışacağınız yani koordinatörünüz orada olacak.
Nasıl, hangi saatlerde, kiminle çalışacağınıza koordinatörünüz karar veriyor.




Proje başvuru sürecinde koordinatörünüz kim olacak , tam olarak ne yapacaksınız gibi bilgilere ulaşmanız zor ama skype görüşmesinde ya da mailleşmelerinizde sorup öğreebilirsiniz.



Ve dikkat etmeniz gereken temel husus, çalışacağınız kurumda ingilizce bilen birilerinin olması. Aksi takdirde bilmediğiniz bir dilin içinde, farklı bir kültürde, kimin ne yaptığını bilmeden, amaçsızca dolaşırsını. Kendinizi işe yaramaz hissetmemek için mutlaka bu bilgiliyi sorun.

ben yandım siz yanmayın


EVS PROJESİ SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ PART 4 EV SAHİBİ VE GÖNDERİCİ KURULUŞ SEÇİMİ

EV SAHİBİ VE GÖNDERİCİ KURULUŞ SEÇİMİ

AGH/ EVS projelerinde çalışırken kendi ülkenizden bir gönderici kuruluş ve gideceğiniz ülkeden ir ev sahibi kuruluşla çalışıyor olacaksınız. 

Gönderici kuruluşu projeyi bulduktan sonra arayıp bulabilirsiniz ama projelere başvurmadan önce bulmanız sizin avantajınıza olacaktır.

Ev sahibi kuruluş ise zaten kabul edildiğimiz projede irtibata geçtiğimiz kişilerdir. 

Gönderici kuruluş ne yapar? Neden önemli? 



Projeye başlamadan önce, başvuru esnasında, başvurudan sonra ve proje süresince sizlere yardımcı olur, yol gösterir, projeye kabul edildikten sonra proje ile ilgili resmi yazışmaları yapar, hazırlık yapmanız gereken şeyleri hatırlatır, ev sahibi kuruluşunuzun aksattığı ( varsa ) aksattığı şeylere müdahale eder. Bunlar iyi bir ev sahibi kuruluşunuz var ise geçerlidir tabi, aksi takirde ya
payalnız kalır, sorunlarınızı çözemez ya da çok geç çözersiniz . Referansı iyi olan, profesyonel kuruluşlarla çalışmanızda fayda var

Gelelim ev sahibi kuruluşunuza, asıl önemli olan budur. Çok çok dikkat edilmesi gerekiyor.

Ev sahibi kuruluş şehre varış zamanında sizin  karşılanmanızdan, adaptasyonunuzdan, çalışacağınız kurumlarla ilk tanışmanızdan, sizlere mentor atanmasından, sağlık sorunlarınızla ilgilenilmesinden gibi  herşeyiniz ile ilgilenen ya da ilgilenmekle yükümlü kurumdur



Eğer şansınız varsa, çalışacağınız kurum hakkında yazılan yazıları bulup okuyabilirsiniz,daha önce o kurumla çalışmış insanlarla iletişime geçebilir ve çalışma stilleri hakkında bilgiler alabilirsiniz. Zira açık konuşmak gerekirse, eğer ben önceden çalışma disiplinleri hakkında bilgi sahibi olsaydım, şu an çalışmış olduğum kurumu seçmezdim

Başka gönüllülerle konuştuğumda , yani başka şehirde başka kurumlarla çalışan, havaalanından ya da en yakın nereye varacaklarsa sıcak bir karşılama ile gönüllüyü karşıladıklarını biliyorum. İlk iki hafta şehri tanıma, diğer gönüllülerle kaynaşma için adaptasyon yaptıklarını, yemekler düzenlediklerini öğrendim. Tabi ki herkes böyle rofesyonel ev sahini kuruluşlarla çalışmıyor, İyi araştırma yapan ve birazda şansı olanlar böyle kurumlarla çalışabiliyor.

Sizin daha verimli çalışmanızı sağlayacak koşulları, ortamı ev sahibi kuruluşun size yaratması gerekiyor. Sizinle ilgilenen ve problemlerinizi çözmeye çalışan, profesyonel bir ekip olması sizin lehinize olacaktır.

Benim böyle naif deneyimlerim yok, evet buraya ilk ulaştığımda beni Şehre iki saat uzaklıkta ki başka bir şehirden gelip aldılar, çünkü başka bir araç yoktu :) ama öncesinde, yani varmama 5-6 saat kala kendi başıma gelmemi söylediler sonra nasıl olduysa lütfettiler. Direkt eve götürdüler, Ben şanslıydım evde ev arkadaşım vardı ve bana yiyecek birşeyler hazırlamıştı. Aynı kurumda birlikte çalıştığım , pek çok gönüllü arkadaşım onca yol geldikten sonra, boş bir buzdolabı olan ev öylece bırakılmışlar, hatta bazen ofiste çalışan bir gönüllüye yeni gelecek olan gönülüyü tren istasyonundan karşılamasını rica etmişler. Düşünün dilini bilmediğiniz, yabancı bir ülkede,şehirdesiniz, market nerede bilmiyorsunuz, yoldan gelmişsiniz ve yorgunsunuz ,tabi ki açsınız ve sizi alıp, eve bırakıp çekip gidiyorlar.

Bununla birlikte , kurumun projelerindeki ciddiyet çok önemli. Skype görüşmesi sırasında 40 dk boyunca ingilizce olarak görüşme yaptım, bu aynı zamanda ingilizce seviyenize bakıuldığı bir görüşme . Zannediyorum ki, yani böyle olması gerekiyor , okulda ingilizce iletişime geçicem, kaldı ki yapacağım işte ingilizce çok önemli çünkü eğitim alanında bir gönüllülük hizmeti sunucam, zaten ingilizce bilmeden okullar projelere dahil olamazlar, kural böyle. Daha sonra çalışacağım okula geldiğimde bir de ne göreyim okulda hiçkimse İNGİLİZCE BİLMİYOR!!!!,

Ortak bir dil olmadan haftanın beş günü altı saat çalışmanın yaşattığı stres ve üzüntüyü yazması kolay anlatması zor.

Burada ev sahibi kuruluş neden önemli
-Projenin ciddiyetsizliği ve akreditasyonda usulsüzük
-Dil problemi olduğunu bile bile , bunu yok sayma, çözümü gönüllüden bekleme, rahatsızlığımı dile getirmemden dolayı benden rahatsız olma


Ev sahibi kuruluşunuz problemlerinizi çözer,sizlerin konforu ile ilgilenir;aksine problem yaratmaz, çözümü aksatmaz ve vurdum duymaz davranmaz


Ev ve eşyalar ile ilgili problemlerinizi de çözmek durumundadır. İyi, profesyonel bir kuruluş anında çözer, benim kuruluşum gibi umursamaz kuruluşlar, yatağın sırt ağrısı yaratması gibi sağlık problemleri dahil, problemlerle bir ay sonra ilgilenir, bakın "ÇÖZER" demiyorum, çözümü size sorar, görüşmelerde , konuşmanızı " çok şikayet ediyorsun" diye keser.

Yabancı olmama rağmen, kendime yatağı bile kendim buldum, işi onlara bıraksaydım eski mi eski bir çekyatta yılı tamamlayacaktım.

Okuldaki dil problemine gelince, onun çzöümünü de ben buldum efendim, haftada bir en azından tercüman göndermelerini istedim. Israrla bana lehçe öğrenmemi söylediler, sanki çok yaygın bir dilmiş ve çok kolay bir dilmiş gibi. Ha tercüman mı, üç hafta sonra geldi. onunda parasını 2. hafta geç ödeyince o da gelmedi ve başka iş bulup gitti.

Unutmayın!!! Burada yalnızsınız!! Problemlerinize sırt çeviren bir ev sahibi kuruluş başka bir problemdir.

Bu problemi, başkentte yapılan ilk eğitimde yetkililere bildirdim. ne mi oldu?
tabiki koca bir HİÇ!
Eğitmenler, yetkililer kurumundakilerin arkadaşarı çıktı
Yani hani avrupa çok medeni, insan hakları falan filan diyoruz ya, yok efendim onlar efsaneymiş
Fazla şişirilmiş, herkesin gözleri önünde yalan atarak cevaplar verdiler
Nepotizme rastladım anlayacağınız

Velevki benim gibi bir sorunla hatta sorunlarla karşılaşırsınız diye, proje öncesinen yani gelmeden tüm kuralları okuyup, öğrenip  bilgili olarak gelin. Bu size karşı dikkat etmeleri gerektikleri konusunda onlara bir göz dağı verebilir, fazla ileri gidemezler

Eksiklikler yüzünden haliye maotivasyonunuz düşecektir ( benim fena düştü ), bırakın düşsün, tüm olumsuzluklara karşı ,benden çok şey bekliyorlar, birşey yapamamanın sorumlusu olarak beni görüyorlar, öyle bir algı oluşturuyorlar. Bu gibi durumlarda uyanık ve bilgili olmak , bildiğini söylmek sizeri korur, aptal olmadığınızı gösterir?

-İngilizce bilen hiçkimsenin olmadığı bir kurum nasıl olur da akreditasyon alır?
-Dil probleminin yaşanacağı ben projeye gelmeden önce belliyken çözüme yönelik bir plan nasıl hazırlanmaz?
 gibi soruları görüşmelerimde ilettim. Bu sizin herşeyin farkında olduğunuzu gösterir.
Algı oyunlarına gelmeyin
Zira kendilerini haklı çıkarmak için gönüllüyü suçlamak ya da gönüllüyü problemli göstermek gibi saçma bir davranışları da var

Ben büyük hayalkırıklığı yaşadım, siz yaşamayın